8 Aralık 2017 Cuma

Maldives!

Merhabalar!
Bu yazımda sizlere Maldivler tatilimden bahsedicem.

Hepimizin bildiği ve çoğu sosyal mecrada fotoğraflarına rastladığı o çok meşhur huzurlu Maldivler, başkenti Male'de dahil olmak üzere 1200 adadan oluşan bir devlet. Ve bu adaların yalnızca 250'sinde insanlar yaşamakta. Geriye kalan 1000'e yakın adalarda ise insan yaşamamaktadır. Halkının %97'si Müslümandır. İklim değişiklikleri sonucunda gelecek yüzyılda sular altında kalacağı öngörülen bu adalara buyurun birde benim gözümden bakalım:)
Ulaşım konusunda şunu söylemeliyim ki çok vasıtalı bir yolu öncelikle göze almalısınız. Biz Sri Lanka tatili esnasında olduğumuzdan ilk olarak Colombo' dan Male hava limanına 1.15 saat süreyle uçtuk. Oradan sonrası gideceğiniz adaya bağlı. Eğer yakın bir adaya gidecekseniz botlarla 15-20 dk da adanıza geçebilirsiniz. Bizim adamız Male'ye uzak olduğundan başka bir uçağa bindik( bu uçak bazen deniz uçağı da olabilir)ve buda yaklaşık 25-30 dakika sürdü. Son olarak indiğimiz yerden 3-5 dakikalık kısa bir sürede botla adamız aynı zamanda otelimiz olan Sun İsland Resort and Spa'ya vardık.
Aslında çok uzak mesafe sayılmaz (Sri Lanka' dan gittiğimiz için bunu söylüyorum) ama adaların merkeze uzaklıkları dolayısıyla kısa süreli bir kaç vasıta kullanmak zorundasınız.
Dipnot olarak şunu da ekleyeyim orada her ada aslında bir otel. Büyüklük ve küçüklüklerine göre sosyal alanları değişiklik gösterebilir.
Sakin ortamı, tertemiz suyu, doğal ortamıyla kafa dinlemek için gerçekten eşsiz bir tatil oldu...
Yemekler konusunda ise hemen her yemekte mutlaka et, tavuk ve balık olduğu için hiç aç kalmadık:) Tabi ki bol bol tropikal meyveler varken yemekten çok onları tüketiyorsunuz:) 
Oda seçenekleri olarak water bungalow veya standart beach bungalow bulunuyor. İnternet sitesinden odalar hakkında detaylı bilgiye ulaşabilirsiniz.

Yemek saatleri dışında kalan zamanımın tamamını sahilde geçirdik... Su okadar berraktı ki izlemelere doyamadık.. Bizim adamız biraz büyük olduğu için kendimize bir bisiklet kiraladık ve bir gün ada turu yaptık... her köşesi okadar doğal, temiz ve huzurlu ki... 



Çoğu adanın aksine Sun Island'da sosyal anlamda yapabileceğiniz oldukça fazla alternatif var.

Mesela ilk günün akşamı hoşgeldiniz partileri, yine akşam saatlerinde köpek balıklarını izlemek için bir restoranın önünde özel gösteriler, hemen her türlü su sporları, basketbol, voleybol, golf ve tenis kortları ve gezmek içinde adanın tam ortasında botanik bir bahçe bulunmakta..









Komşu adalara turlar, kültürel geziler, gün doğarken veya batarken balık tutma, dalış gibi birçok aktiviteye katılabilir tatilinizi dolu dolu geçirebilirsiniz.

Ya da bizim gibi kitabınızı alıp saatlerce sahilde kitap okuyarak veya uyuyarak:)










Fakat en güzeli Main Bar'da oturup gün batımını izlemek...
Olur da bir gün sizde tatilinizi Maldivler'de yapmak isterseniz sosyal anlamda daha çok alternatifi olan adaları tercih edin derim..
Ve bu yazımı Main Bar'da objektifime takılan gün batımıyla bitiriyorum..
Huzurla Kalın...

Hoşçakalın..

Dubai

مرحبا دبي (Merhaba Dubai)

Dubai, Birleşik Arap Emirlikleri'nin en popüler şehri ve ülkeyi oluşturan 7 emirlikten biridir. Dubai denince çoğumuzun aklına devasa yapıtlar, muhteşem ışıklandırmalar, çölün ortasında safariler, en meşhur plajlar ve otellerin bulunduğu, lüksün üst seviyelerde olduğu o muhteşem alışveriş merkezleri geliyor.




Biz yine tatil planları yaparken aslında hiç hesapta olmayan fakat madem geçiş olarak havalanını kullanacağız birkaç günde burada kalalım düşüncesiyle planlarımız arasına Dubai'de sıkıştırıverdik. Daha adımımı atar atmaz havalanındaki aşırı soğuk havaya aldanıp hırkayla dolaşırken şaşkın bakışlardan ve birazdan dışarıda beni bekleyen 50 derece sıcaktan habersiz Snapchatte durum güncellemesi yapıyordum:)







Birkere Dubai denince artık aklıma lüks ve eğlenceden önce artık binalarının içleri aşırı soğukluğu ve dışarının ise aksine bunaltan berbat sıcakları geliyor. Çünkü bünyeme ters geldiği için tatilimin neredeyse tamamını hasta bir şekilde geçirdim ne yazık ki...
Daha önce gideniniz oldumu bilmiyorum ama beni ihtişamlı birkaç yapıtları dışında çeken çokta birşey olmadı.. her yanından bir inşaat yükseliyor.. Fakat şunuda söylemeliyimki çölün ortasında böylesi bir şehir kurmakta gerçekten büyük marifet..

Dubaide gezilecek yerler arasında ilk sırada Burj Khalifa var. Dünyanın en çok katlı ve en yüksek binası, en yükseğe çıkan ve en hızlı asansörü rekorlarını elinde bulunduran bir yapıt aynı zamanda en yüksekte bulunan Camii(156.kat), restorant, gece kulübü rekorlarınada sahip.163 katlı olan bu yapıt 2004te inşaası başlanmış ve 6 yıl sürmüş yapımı. Ziyaretçiler 124.katta gözlem odasına çıkartılıyor.. Eşsiz bir manzara, nefis bir mimari olan kulenin gözlem odasından baktığınızda şehrin ihtişamına tekrardan hayran kalıyorsunuz.
Ve tabiki hemen yanı başındaki ucu bucağı belli olmayan neredeyse tüm dünya markalarını içinde bulunduran lüks ve ihtişamın uçlarda yaşandığı Dubai Mall.. beni içerisinde en çok etkileyen şey ezan vakitlerinde ezanın tüm alışveriş merkezinde okunması.. bir diğeri ise The Cheesecake Factory! görür görmez atıldık öğle yemeği için:)
yapılacaklar listesine Safari eklesekte hastalıktan başımı kaldıramaz hale gelince maalesef biz planlarımız arasından çıkarttık fakat gideniniz olursa mutlaka çölde safariyi denesin :(






ilk günün akşamını nefis bir sanatsal aktiviteyle bitirelim dedik ve hemen kendimize  Cirque du Soleil (Güneşin Sirki) için iki bilet aldık:) Nefis bir sahne şovu! müziklerinden sahne tasarımına, ışıklandırmalardan kostümlerine kadar öyle güzeldi ki büyük bir keyifle izledim:) 

Tam günü kapatmak üzere otelimize dönmüştük ki yeniden bir plan yapıp tamamiyle Arap kültürünün hakim olduğu Khan Murjan'a gittik. Han gibi bir yerdi.. Ortada Arap dekorunda yapılmış bir meyve barı, geniş kaplarda servis edilmeyi bekleyen envai çeşit meyveler, Arapça müzikler , uzun beyaz kıyafetleriyle nargile içen Arap erkek ve kadınlar:) keyifli bir akşamın ardından ikinci gün için planlara başlamıştık bile.. 
ŞEHİR TURU!! 

İkinci günümüzün tamamını şehir turu yaparak geçirdik.  Palm Islands dan Marinaya, Burj Al Arab'dan Madinat Arena'ya  bir çok görülmesi gereken yeri gezdik ve son olarakta Dubai Mall'da güzel bir akşam yemeğinin ardından  The Dubai Fountain'de su ve ışık  şovunu izledik aşırı keyifliydi:) Ve Dubai tatilimizi sonlandırdık:)

Her ne kadar hasta hasta gezmiş olsam da farklı kültürler farklı yapılar her zaman ilgimi çekmeyi başarmıştır..



Paul Bakeries

Merhabalar!



Bu yazımda sizlere Fransız restoranı olan Paul'dan bahsetmek istiyorum.

''Daha önce bahsetmediğimden küçük bir dipnot olarak şunu söylemek istiyorum: Bakü'de yaşadığım için genel olarak buralardaki kafeler, restorantlar hakkında yazıyorum ama ilerleyen zamanlarda başka başka yerlerdeki deneyimlerimden hatta yalnızca kafeler değil, gidip gördüğüm oteller, şehirler ve ülkeler hakkında da yazma fikrim var.''
Paul Bakü'nün en meşhur Avm'si olan Port Bakü'de tatlı bir fırın restorant (bakery) diyebilirim.1889  yılında fırın olarak kurulan Paul, şimdilerde aynı konseptle restorant olarak devam ediyor.


Kafe ve restorantlarda son zamanların en popüler olan''ekmek fırını'' konsepti Paul'da kuruluşundan beri süre gelen ana tema.Hatta bu konseptin öncülerinden.Şuanda tam 30 ülkede bulunuyor. Paul'un fırın konsepti özellikle kış aylarında öyle sıcak bir ortam sunuyor ki şöyle güzel yağmurlu bir havada gidip keyfini çıkartabilrisiniz.


Kahvaltınızı ortaya bir peynir tabağı, karışık bir omlet veya lezzetli bir menemen ve pancake ile bol çeşitli reçellerle yapabilirsiniz.Fırın konsepti olduğundan Fransız mutfağının meşhur Croissant'larını ve benzeri zengin hamur işlerini kahvaltınıza ekleyebilirsiniz. 

Yemekleri ilk başlarda çok beğenemesemde sonraları deneye deneye menüde güzel şeyler bulmaya başladım:) Siparişinizi beklerken ilk önce masaya ufak kaplarda tereyağı ve zeytinli bir karışım geliyor(Ben bu zeytinli karışıma bayılıyorum!), birde kendi yaptıkları ev yapımı ekmekler....Ve yemek yiyeceksek önden sıcak bir domates çorbasıda vazgeçilmezimiz..Özellikle ekmek içerisinde servis edilen o nefis domates çorbasını tatmanızı tavsiye ederim.Bugüne kadarki yediklerim arasında en iyisi!!


Yemek seçiminde benim favorilerim tadı neredeyse bizdekiyle aynı olan beşamel soslu mantarlı tavuk ve üzeri kaşarlı Crepe Pulet, yine ev yapımı dilim ekmek üzerine tavuk,mantar, biber, soğanlı karışımın en üstüne kaşar eklenen Tartine au Poulet, ızgara tavuk üzerine kaşar peyniri eritip ve pesto sosla hazırlanan spagetti veya kızarmış patatesle servis edilen Poitrine de Pulet Grille au Pesto ve makarna çeşitleri oldu. Menüde et ve balık olarakta bir şeyler bulabilirsiniz.


Güzel bir sunumla servis edilen Sezar Salatası hem damak tadıma hitap ediyor hemde çok lezzetli ve denenmeli.Tüm bunlara eşlik etmesi içinde yine ev yapımı limonata şahane oluyor:)



Tatlı olarak her türlü tart.ekler bulabilirsiniz. Özellikle orman meyveli tatlı pastalar yoğunlukta ki benimde en sevdiklerim olur kendilerii:)) Özellikle 'Berries Pie, Fruit Eclairs, Tartalette Framboise ve Tartalette Chocolate' favorilerimden... 
Paul'un sıcak ve samimi ortamı, özellikle naturel konsepti ile görülmeye değer. Olurda yolunuz düşerse zeytinli karışımdan mutlaka deneyin:)

Şimdilik 

HOŞÇAKALIN.

Maldives!

Merhabalar! Bu yazımda sizlere Maldivler tatilimden bahsedicem. Hepimizin bildiği ve çoğu sosyal mecrada fotoğraflarına rastladığı ...